Ziniski Divriği'nin ilk akla gelen
köylerindendir. Geçen yüzyıla kadar bir kasaba büyüklüğünde canlılığını
korumuş,uzun bir zaman burada medrese eğitimi bile yapılmıştır. Köy alanı her
noktasıyla eski bulguları vermekte,özellikle su kanalları,sayısız tandır harabesi
dikkati çekmektedir. Halen üç mahalle görülür.Tekke
mahallesi, orta ve kilise mahallesi. Halkının uyanıklığı ile ayrıca
tanınmıştır.
Tarihi araştırmalarımız Ziniski köyünün Mengücekoğulları döneminde önemli bir
kasaba olduğu yolundadır. Bilindiği gibi Mengücekoğulları Malazgirt zaferi (1071)
nin ardından yukarı fırat havzasında kurulmuş ve varlığını 200 yıl sürdürmüş
bir türk beyliğidir. Mengücekliler döneminde Ziniski^nin asıl adı Zafeski'dir. Bu
kasabada o dönemde yoğun olarak ermeni ve Rum nüfus bulunmaktadır. Köyde 4 büyük
kilisenin varlığı bu bilgilerimizi doğrulamakta olup kiliselerin kalıntı ve yerleri
mevcuttur. O dönemde köyde yaşamakta olan ermeni nüfus zanaatkar kesimi, rum ahali ise
çiftçilik ve tarımla uğraşmaktadır. Ermeni nüfusun özellikle Divriği demir
madenlerini işleyerek Mengücek oğulları beyliğinin demir ve benzeri savaş
malzemelerini temin etmesi beyliğinh bu yöreye verdiği önemi artırmıştır.
Öylesineki bu önem kasabada yaşayan refah durumu yüksek zaanatkar kesimi oluşturan
Ermeniler ile çiftçilikle uğraşan Rum ahali arasında rekabet oluşmasına yol
açmış ve bu iki grup arasında zaman zaman anlaşmazlıklara yol açmıştır. Halen
işlenmiş ve döküm ocağı olarak kullanılmış maden cruflarının kalıntılarına
günümüzde de rastlanılmaktadır.
Bugün küçük bir köy olan Akmeşe(Ziniski) Osmanlılar döneminde de oldukça büyük
bir kasabadır. Sivas^dan Divriği^ye gelen Evliya Çelebi şu bilgileri vermektedir.
Zara^dan sonra karabeli
aşıp Yağbasan köyüne geldik.
Bütün Halkı müslümandır. Meli dede tekkesi adıyla büyük bir tekkesi vardır.
Buradan yine Doğu^ya gidip Zafeski (Ziniski) köyüne geldik. Kasaba büyüklüğünde
bağlı, bahçeli,camii,hamamı,hanı ve pazarı olan güzel bir köydür. Fırat (Çaltı
çayı) nehrinin kenarında ise de yine Sivas tarafına düşer.İstanbul'da
Başbaki kulu İbrahim Ağa^nın köyüdür. Bilindiği gibi Osmanlı maliye
teşkilatında birinci derecede tahsil memuruna başbaki kulu denilmektedir.
Ziniski köyü denilince ilk akla gelen Seyyid Baba Hz.nin türbe ve
yatırıdır. Divriği^ye 24 km.uzaklıkta olup yörenin en önemli ziyaret yerlerinden
birisidir. Bulunduğu Ziniski köyüne ayrı bir şahsiyet kazandırmıştır. Seyyid Baba
Hz.Horasan erlerinden olup, Alp-Erendir. Bu yörenin müslümanlaştırılmasında önemli
bir yeri vardır. Çevre halkı arasında yaygın olan söylenti Seyyid Baba Hz.nin
Mengücek oğulları döneminde şahların sancaktarı olduğu ve buradaki bir savaşta
şehit olduğu yönündedir. Bu yüzden ona şehit gözüyle bakılmakta ve büyük
saygı gösterilmektedir. Yine Kanuni devrine ait H.937 (1530) tarihli mufassal tahrir
defterinde ise "Vakf-ı Medrese-i Ziniski haliya harap olup amelden kalduğu acilden
karyeyi mezbure olunur imiş"denilmekte Ziniski^deki eski medresenin daha o
tarihlerde tatil olması sebebiyle vakfının ilgili mescide devredildiği işaret
edilmektedir. Buradaki kasıt o dönemdeki medrese eğitiminin Seyyid Baba Hz.nin bu
yöreye gelmesiyle birlikte daha da ileriye dönük önem kazandığı ve medresede
eğitim görenlerin ihtiyaç ve giderleri kurulan bir vakıfla mümkün olduğu
belirtilmiştir.
Şöyleki vakfın tüm geliri yöredeki tarla,bostan ve bahçelerden temin edilmiş
olup"Mescidi mezburenin tevliyetine Mehmet Bin Abdülkerim Berat-ı Padişahı
ile mutasarrıf " gösterilmiştir. Bu zatın ismi vakfa gösterdiği yararlılıktan
dolayı daha sonra Ziniski'deki en yüksek tepeye verilmiştir.
Ziniski köyünün Osmanlı döneminde yetiştirdiği önemli şahsiyetler de
vardır.Bunlardan en önemlisi kanuni döneminde önemli görevler üstlenen Memiş
Paşadır. Memiş Paşa tuna boylarında savaşan önemli bir askerdir. Ayrıca şair
olarak Fakir Edna'yı yetiştirmiştir. Yine Osmanlı Maliyesinin en üst
düzeyindeki memuru durumunda olan başbaki kulu İbrahim Ağa'yı yetiştirmiştir.
Diğer yetişen kıymetleri de vardır.
B
gün bu köyde 174 nüfus yaşamaktadır. Cumhuriyet döneminde Akmeşe
adını alan Ziniski köyünde ekonomik şartların zorluğu bu yöredeki nüfusun göç
etmesine yol açmıştır.Nüfusunun büyük bölümü İstanbul ve çevre illere
dağılmıştır.
Yakın döneminde Belediye olabilmesi için Akmeşenin yetiştirdiği Erol ÇINAR^ın
büyük çabaları olduysada malesef köy halkı bu şansı nı iyi
değerlendirememiştir. Eski tarihlerinde kasaba olarak bugünlere gelen Akmeşe
Köyünün bu şansını (Yani yeniden aslına uygun kasaba olması)iyi
değerlendirememiş olması bu köy adına bir talihsizliktir.
Kaynak Bilgi: Erol Çınar
-----------------------------------------
Kaynak - Bilgi: |